Postür

Duruş (postür) vücut kısımlarının diziliş ve düzenidir. Postür statik veya dinamik olarak ikiye ayrılır. Oturma, ayakta durma, yatma sırasında vücudun duruş şekline statik postür (sabit duruş), hareket esnasında vücudun duruş şekline ise dinamik postür (hareketli duruş) denilir.

Normal postür (duruş) nedir ?
Kas iskelet sisteminde bir zorlanmaya sebep olmayan, vücudun normal eğriliklerinin korunduğu, eklemlere uygulanan kuvvetlerin dengeli dağıldığı duruşa normal postür yada normal duruş denilir.
İyi bir postür eğitimi çocukluk yaşından itibaren başlar. Kötü postür hayatın ileri dönemlerinde karşılaşılabilecek birçok romatizmal hastalığın, organ bozukluklarının ve ruhsal bozuklukların sebebi olabilir.

İdeal ayakta durma pozisyonu
Baş dik ileri ve geri eğiklik yapmaksızın yanlardan bakıldığında kulaklar tam omuzlar hizasında olmalıdır. Göğüs dik durmalı bel ve boyundaki çukurluklar normalden fazla veya az olmamalıdır. Karın düz olmalıdır. Omuzlar dik olmalı, çökmüş gibi olmamalıdır.

İdeal yatış pozisyonu
Yatak sert ve düz olmalı, vücut ağırlığı ile yaylanmamalıdır. Baş ve gövde uyum içinde olmalıdır. Yastık çok alçak veya çok yüksek olmamalı, boyundaki çukurluğu destekleyecek kadar olmalıdır. Çok yumuşak yastıklar zararlıdır. Ayrıca çok sert ve yüksek yastıklar başın askıda kalmasına ve boynun zorlanmasına sebep olur.

İdeal oturma pozisyonu
Oturma postürü ayakta durma postürüne göre daha gevşek bir postürdür. İdeal bir oturmada yük her iki kalça üzerine eşit olarak dağılmalı, bel ve sırt dik olmalıdır. Oturulan yer yeterli yükseklikte olmalı, her iki ayak yere eşit olarak temas etmelidir. Çalışma esnasında öne eğilmeyi önlemek için masaya yakın oturulmalı, araba kullanılıyorsa direksiyona yakın olunmalıdır. Sırt ve mümkünse baş, eğimi hafif arkaya bakan bir destekle desteklenmelidir. Otururken kolların bir destekle desteklenmesi omuz ve boyuna binen yükü azaltır.

Sık rastlanan duruş bozuklukları ve sebepleri
Kifoz (kamburluk) : Sırt omurgasının öne doğru eğik olmasıdır. Aşırı kilolular ve gebelerde görülebilir. Düz tabanlık gibi deformiteler, ankilozan spondilit gibi romatizmal hastalıklar, bel çukurluğunda artma, karın kaslarında zayıflık, zayıf sırt kasları, desteklenmeyen iri göğüsler vs kifozun en önemli sebepleridir. Ayrıca göğüslerin çıkması döneminde kızlar öne eğilerek otururlar bu da dorsal kifoza (kamburluk) sebep olur, bu durum daha sonraki boyun, omuz ve sırt ağrılarına zemin hazırlayabilir. Kifoz kürek kemiği hareketlerini etkileyerek düşük omuz, torasik çıkışın daralması (boyundan çıkıp kollara giden damar ve sinirlerin geçtiği dar bir bölge) gibi ilave problemlere yol açabilir. Osteoporoza bağlı çökme kırıklarında ilerlemiş kifoz deformiteleri görülür.

Sırt omurgasının öne doğru eğik olmasıdır. Aşırı kilolular ve gebelerde görülebilir. Düz tabanlık gibi deformiteler, ankilozan spondilit gibi romatizmal hastalıklar, bel çukurluğunda artma, karın kaslarında zayıflık, zayıf sırt kasları, desteklenmeyen iri göğüsler vs kifozun en önemli sebepleridir. Ayrıca göğüslerin çıkması döneminde kızlar öne eğilerek otururlar bu da dorsal kifoza (kamburluk) sebep olur, bu durum daha sonraki boyun, omuz ve sırt ağrılarına zemin hazırlayabilir. Kifoz kürek kemiği hareketlerini etkileyerek düşük omuz, torasik çıkışın daralması (boyundan çıkıp kollara giden damar ve sinirlerin geçtiği dar bir bölge) gibi ilave problemlere yol açabilir. Osteoporoza bağlı çökme kırıklarında ilerlemiş kifoz deformiteleri görülür.
Lordoz (çukur bel) : Beldeki normal çukurluğun artmasıdır. Karın, sırt, kalça kasları ve bağlarındaki dengesizlikler ve güç kayıpları bel çukurluğunu artırır. Gebelikte bel çukurluğu artar. Ayrıca karın kaslarında gevşeklik, aşırı kilo lomber lordozu artırır. Lomber lordonun en önemli sonucu bel ve bacak ağrılarıdır. Ayrıca omurlarda kayma (spondilolistezis) olan hastalarda lombel lordoz (bel çukurluğu) artmıştır.

Beldeki normal çukurluğun artmasıdır. Karın, sırt, kalça kasları ve bağlarındaki dengesizlikler ve güç kayıpları bel çukurluğunu artırır. Gebelikte bel çukurluğu artar. Ayrıca karın kaslarında gevşeklik, aşırı kilo lomber lordozu artırır. Lomber lordonun en önemli sonucu bel ve bacak ağrılarıdır. Ayrıca omurlarda kayma (spondilolistezis) olan hastalarda lombel lordoz (bel çukurluğu) artmıştır.
Kifolordoz (kamburluk ve çukur bel) : Bu kişilerde sırtta kamburluk, belde de çukurluk vardır. Kalça öne doğru eğiktir. Bu hastalarda dizler arkaya eğik, kalçalar ise öne eğiktir. Baş öne doğrudur, ancak kamburluktan dolayı boyundaki çukurluk artmıştır. Bu hastalarda boyun, omuz, sırt, bel ve bacak ağrıları sık görülür.

Bu kişilerde sırtta kamburluk, belde de çukurluk vardır. Kalça öne doğru eğiktir. Bu hastalarda dizler arkaya eğik, kalçalar ise öne eğiktir. Baş öne doğrudur, ancak kamburluktan dolayı boyundaki çukurluk artmıştır. Bu hastalarda boyun, omuz, sırt, bel ve bacak ağrıları sık görülür.
Arkaya eğik bel: Bu duruş bozukluğunda kalçalar önde, dizler geridedir. Sırt belirginleşmiş, göğüs kafesi öne çıkmış ve vücudun ağırlık merkezi ayağın ön kısmına kaymıştır. Bu duruş bozukluğunda omurga (bel, boyun, sırt) ve omuz ağrıları sık görülür.

Bu duruş bozukluğunda kalçalar önde, dizler geridedir. Sırt belirginleşmiş, göğüs kafesi öne çıkmış ve vücudun ağırlık merkezi ayağın ön kısmına kaymıştır. Bu duruş bozukluğunda omurga (bel, boyun, sırt) ve omuz ağrıları sık görülür.
Bu tip postürel bozuklukta arka uyluk kasları zayıf ve uzun, tensor fasia lata kası kuvvetli, iliotibial bant gergindir.

Düzleşmiş bel: Bu postürde karın kasları kuvvetli, bel ekstansörleri (doğrultucu kaslar) zayıftır. Kalça ve diz eklemi hiperekstansiyondadır (aşırı doğrulmuş). Kalça fleksörleri (bükücü kaslar) uzun ve zayıf, arka uyluk kasları kısa ve kuvvetlidir. Düzleşmiş belde disklere binen yük arttığı için bel fıtığı riski artar.

Bu postürde karın kasları kuvvetli, bel ekstansörleri (doğrultucu kaslar) zayıftır. Kalça ve diz eklemi hiperekstansiyondadır (aşırı doğrulmuş). Kalça fleksörleri (bükücü kaslar) uzun ve zayıf, arka uyluk kasları kısa ve kuvvetlidir. Düzleşmiş belde disklere binen yük arttığı için bel fıtığı riski artar.
Düşük omuz : Uzun süre masa başında çalışanlar, bilgisayar ve daktilo gibi klavyeli cihaz kullananlar, borsa çalışanları gibi sürekli bir ekran izlemek zorunda kalanlar, çok fazla miktarda el işi (ince iş) yapanlarda sırtta kamburluk, omuzlarda çökme ve yuvarlaklaşma ve boynun öne doğru eğim yapması şeklindeki duruş bozuklukları ile çok sık karşılaşırlar. Bu kişilerde aynı pozisyona maruz kalmaktan ve tekrarlayan mikrotravmalardan dolayı omuz ağrıları, boyun ağrıları, kürek kemikleri arasında ağrı, kol ve el bileği ağrıları çok sık görülür. Bazen ciddi boyun fıtıkları, dejeneratif değişiklikler (boyun kireçlenmeleri), rotator manşon tendinitleri, kümülatif travma hastalığı, karpal tünel sendromu ve torasik çıkış sendromları görülebilir. Uzun süreli kötü ve aynı pozisyonda ders çalışan öğrenci ve akademisyenlerde de benzer tablolar görülebilir.

Uzun süre masa başında çalışanlar, bilgisayar ve daktilo gibi klavyeli cihaz kullananlar, borsa çalışanları gibi sürekli bir ekran izlemek zorunda kalanlar, çok fazla miktarda el işi (ince iş) yapanlarda sırtta kamburluk, omuzlarda çökme ve yuvarlaklaşma ve boynun öne doğru eğim yapması şeklindeki duruş bozuklukları ile çok sık karşılaşırlar. Bu kişilerde aynı pozisyona maruz kalmaktan ve tekrarlayan mikrotravmalardan dolayı omuz ağrıları, boyun ağrıları, kürek kemikleri arasında ağrı, kol ve el bileği ağrıları çok sık görülür. Bazen ciddi boyun fıtıkları, dejeneratif değişiklikler (boyun kireçlenmeleri), rotator manşon tendinitleri, kümülatif travma hastalığı, karpal tünel sendromu ve torasik çıkış sendromları görülebilir. Uzun süreli kötü ve aynı pozisyonda ders çalışan öğrenci ve akademisyenlerde de benzer tablolar görülebilir.Duruş egzersizleri
Ayakta yapılacak egzersizler
Çeneniz geride, başınız dik, kollarınız gövdeye yakın, karın düz olacak şekilde yürümeye çalışınız. Kauçuk tabanlı, kaymayan ayakkabıları tercih ediniz. Yürürken ayaklarınız dışa doğru değil öne doğru baksın.

Bir duvara karşı durup kollarınızı kaldırabildiğiniz kadar yukarı kaldırın. Bu esnada karnınızı içeri çekerek belinizi düzleştirmeye çalışın. Bu egzersizi yaparken bir kolunuzu kaldırabildiğiniz kadar yukarı kaldırırken, diğer kolunuzu indirebildiğiniz kadar aşağıyı doğru uzatın. Daha sonra kollarınızı değiştirin.

Ellerinizi arkadan bel ortasına getirin. Eğilebildiğiniz kadar arkaya eğilmeye çalışın. Bu esnada karın kaslarınızın kasıldığını hissedin.

Sırtınızı bir duvara yaslayınız, ayaklarınızı 25 cm kadar duvardan uzağa koyunuz. Dizleriniz hafif bükülü durumda iken baş, omuz ve sırtınızı duvarla temas halinde tutunuz. Bu pozisyonda, duvarla temas halinde iken aşağı-yukarı kayın. Sırt bölgenize plastik bir top koyarak bu egzersizi daha etkili hale getirebilirsiniz.

Oturarak yapılacak egzersizler
Başka bölümlerde anlatılan boyun egzersizleri uzun süre oturmaktan kaynaklanan zorlanmaları dengelemek için kullanılabilir.

Otururken omuzlarınızı kaldırabildiğiniz kadar kaldırın. Sonra omuzlarınızı öne, aşağıya ve arkaya hareket ettirerek daireler çizin. Bu hareketi ayakta da yapabilirsiniz.

Arkalıklı bir sandalyede yada taburede oturun. Kürek kemiklerinizi orta hatta doğru yaklaştırabildiğiniz kadar yaklaştırın.

Arkalıklı bir sandalyeye oturun. Sandalyenin kollarından tutarak sırt bölgenizi sandalyenin üst destek noktasına getirerek geriye doğru geriniz.

Yatarak yapılacak egzersizler
Dizleriniz bükülüyken sırt üstü uzanın. Başınız ve omuzlarınızı yere koyun. Bu esnada kalça, uyluk ve gövdenizi kaldırarak köprü kurun. Bu egzersizi daha sonra sağ ve sol bacağınızdan ayrı ayrı destek alarak tekrarlayın.

Dizleriniz bükülü iken sırt üstü yatın. Kalçanız çok hafif kalkarken, karnınızı içe çekin ve bel çukurluğunu yere bastırmaya çalışın.

Sırt üstü dizleriniz bükülü iken yatın, kürek kemiklerinizin arasına rulo haline getirilmiş büyükçe bir havlu koyun. Omuzlarınızı aynı anda yere doğru yaklaştırmaya çalışın.

Yüzüstü uzanın önce sağ sonra sol kolunuzu havaya kaldırmaya çalışın. Aynı hareketi karnınızın altına bir yastık koyarak kollarınız yanda iken tekrar ediniz. Bu hareketi yaparken sağ ve sola doğru gövdenizi esnetin.

Skolyoz tedavisi

Omurganın yana eğilmesidir. Çoğunlukla büyüme çağında ortaya çıkar. Kızlarda daha yaygındır. Skolyozun %80’inin sebebi bilinmemektedir (idiyopatik). Skolyozdan kuşkulanıldığı zaman, hasta soyunur, ayaklarını bitiştirir, dizlerini bükmeden avuç içleri birbirine bakacak şekilde kollarını aşağı doğru sarkıtarak öne doğru eğilir. Skolyoz olması halinde sırttaki deformite belirginleşir. Özel tekniklerle yapılan radyolojik tetkiklerle skolyozun derecesi belirlenir. Skolyozun ilk belirtesi sırt, omuz veya göğüs kafesinde gelişen deformitedir. İlerleyen olgularda sırt ve bel ağrısına ve nefes darlığına sebep olabilir. 

Üç yaşın altındaki çocuklarda idiyopatik skolyoz S şeklinde veya 37°’nin üzerindeyse ilerleme riski yüksektir. Fark edildiğinde 15°’nin altındakiler ise gerileyicidir. 10 yaşın üzerindeki çocuklardaki idiyopatik skolyozun %3’ü kendiliğinden geriler. Bu çocuklarda eğrilik S şeklindeyse, lomber bölgedeyse, kızlarda ergenlikten önce başlamışsa ilerleme riski yüksektir. Kızlarda ilerleme riski erkeklerden çok fazladır. Skolyozların çoğunda, 15-17 yaşlarında omurların büyümesinin durmasıyla, eğriliğin artması da durur. Kemikler olgunluğa ulaştığında 30°’nin altındaki eğriliklerin ilerlemediği, 50°’nin üzerindeki eğriliklerin ise yılda 1° ilerlediği bildirilmiştir. 

Skolyoz tedavisinde eğriliğin erken fark edilmesi, ilerleme ihtimalinin hesaplanması ve düzeltme çalışmalarına hemen başlanması önemlidir. Okul çağındaki çocuklarda 20°’nin altındaki eğriliklerde grafi 6 ay sonra tekrarlanır, ilerleme ve kozmetik bir sorun yoksa tedaviye gerek yoktur. Tedavi hastanın durumuna göre egzersiz, traksiyon, alçılama veya breysleme, elektrik stimulasyonu ve cerrahi şeklinde düzenlenir. Kemik gelişimi tamamlamamış çocuklarda 30-45° arasındaki eğriliklerde ve 20°den küçük ancak radyolojik olarak ilerleme gösteren eğriliklerde breysleme yapılır. Eğrilik kabul edilemeyecek kadar büyükse ya da diğer yöntemlerle düzeltilemiyorsa cerrahi tedavi gerekir. 

 

Skolyoz, omurganın normalde yere dik bir sütun şeklinde uzanması gerekirken normal yapısını kaybedip anormal şekilde eğilmesidir. Kinezyolojik olarak kolumna vertebralisin lateral fleksiyon ve rotasyon pozisyonunda olmasıdır. Vital kapasitede azalma, kardiyak fonksiyonlarda bozulma, ağrı, kozmetik problemler, psikolojik problemler gibi genel semptomlar ve sorunlar ile karakterizedir.

Temel olarak Fonksiyonel ve İdiyopatik olarak iki gruba ayrılır. Ayrıca eğrinin şiddeti, eğrinin şekli, eğriye katılan vertebra sayısı, tuttuğu dokular gibi bir çok kritere göre de gruplara ayrılmıştır.

Fonksiyonel skolyozda denilen nonstriktürel skolyoz, kolumna vertebralisin sadece lateral fleksiyon şeklinde anormalilikleri ile karakterizedir. Rotasyon yoktur, dolayısıyla yapısal değişiklikler ortaya çıkmaz. Bu özelliği ile diğer tiplere nazaran daha hafif sayılabilir. Fonksiyonel skolyozda mutlaka altta yatan bir patolojik sebep vardır. Sinir köklerine olan basılar, alt ekstremite eşitsizlikleri, günlük hayattaki alışkanlıklar gibi nedenlerle ortaya çıkabilir. Tedavi edilmeyen fonksiyonel skolyoz zamanla strüktürel skolyoza dönüşebilir. Bu nedenle yakın takip ve tedavi gerekir.

İdiyopatik skolyozda en önemli kriter yapısal değişikliklerinde olmasıdır. Kolumna vertebralisin lateral fleksiyonunun yanı sıra, rotasyonda işin içine girmiştir. Eğriliğin baktığı taraftaki kaslarda kısalma, diğer taraftakilerde zayıflama görülür. Kemiksel elemanlarda yapısal sorunlar ortaya çıkabilir.

Skolyoz, tuttuğu dokulara göre osteopatik skolyoz, myopatik skolyoz; eğri şekline göre c skolyoz ve s skolyoz; eğrinin şiddetine göre inklinuar skolyoz ve kollabe skolyoz gibi onlarca farklı sınıfa ayrılır. Skolyoz hastalarında eğrinin derecesi çok önemlidir ve hastalığın tedavi edilmesinde tedavi programını belirler. Eğer eğri derecesi 20 derecenin altında ise sadece egzersiz tedavisi uygulanır. 20-50 derece arasında ki skolyozlarda korse ve egzersiz, daha yukarı derecelerde ise cerrahi girişim gerekir.

Skolyoz, vücudun normal duruşunu olumsuz etkiler. Abdominal ve torakal boşluk arasında ki dengeyi bozar. Normalde ki göğüs kafesinin göğüs üzerinde ki karesel duruşu bozulur. Pelvis bir tarafa eğim gösterirken, omuzlar diğer tarafa doğru sarkma gösterir. Buna dekompasasyon denir. Göğüs kafesi içinde ki organlar normal yerleşimlerinden dışarı doğru itilir. Vücut sistemleri etkilenir. Hatta skolyoz açısının çok keskin olduğu hastalarda parapleji ortaya çıkabilir.

 

Eğri şiddetinin az olduğu hastalarda fizyoterapist tarafında egzersiz programı uygulanır. Skolyozda tedavi postürü düzeltmek, esnekliği artırmak, kas kuvveti düzensizliğinin önüne geçmek amaçları ile uygulanır. Germe egzersizleri, kas kuvvetini artırıcı egzersizleri verilir. Bu egzersizler içinde en çok kullanılanlar şunlardır;

1-Kuru yüzme egzersizleri

2-Emekleme pozisyonunda başın fleksiyonu ile sırtın kifozunu artırma, başın ekstansiyonu ile lumbal lordozu artırma (kedi deve egzersizleri)

3-Emekleme pozisyonunda burun bir dize, daha sonra diğer dize değdirme

4-Emekleme pozisyonunda, eller sabit tutularak kalçalar ile topuklara oturulur. Burun mümkün olduğunca dizlere yaklaştırılır. Daha sonra burun yatağa sürülerek mümkün olduğu kadar ellerle ileri doğru uzanılır. Gövde hiperekstansiyonu ile baş kaldıralarak başa dönülür. (sudan çıkma egzersizi)

5-Klamp emekleme egzersizleri

6-Hasta dizleri üzerinde dik durur, eğrinin durumuna göre sağa yada sola lateral fleksiyon yapılır

7-S skolyozu olan hastalarda emekleme pozisyonunda resiprokal olarak kol ve bacak olabildiğince ileri uzatılır.

Tüm bu egzersizler fizyoterapistin detaylı değerlendirmesinin ardından hastaya özel olarak çıkarılacak egzersiz reçetesiyle verilir. Eğriliğin şiddetli olduğu durumlarda egzersizlere ek olarak korsede verilir. Daha ciddi durumlarda ise cerrahi operasyon gerekir.